Yazarlarımızdan Taç Bafra, sizler için “Düşler tarlasında yetişen düşünceler” yazısını sizlerle paylaştı.

Düşler tarlasında yetişen düşünceler

Yıl 2020. Hepimiz ne idüğü belirsiz, kirli sularda sürüklenip duruyoruz. Yediğimiz, soluduğumuz hava kirli. İş yerlerinde entrika kirli ilişkiler, yeteneğinin üstünde ilerleyen insanların kibir ve hırsları evde mutsuz bir eş,  çocuk ,  bitmeyen istekler , yaşlılarımızın düşkünler yurtlarında son zamanlarını acı içinde tüketmeleri. Yeşile doğaya hasret, bilgisayar oyunlarına hapsolmuş bir nesil.

E napalım yani buna karşı son model arabalarımız, sosyal medya hesaplarımız, uzun dibi başı belli olmayan gökdelenlerimiz, antidepresanlarımız, binlerce dolar kazanan artistlerimiz, mankenlerimiz, festivallerimiz var .

Bir Gün Mantık ve Aklın Galip Geleceği Günleri Göreceğiz

Yakınlarda yapılan bir ankette insanlara sormuşlar. Dünyayı değiştirebilir miyiz ? diye cevap verenlerin yüzde 70  evet cevabını vermiş. Demek insanoğlu bu çarpaşık gidiş içerisinde düşlerinden olmamış , iyilikten vazgeçmemiş, bir gün mantık ve aklın galip geleceğine inanmış durumda.

Peki bu nasıl olacak , bunun tek yolu insanın o muhteşem kibirinden, onu ve kalbini soğutan bu garip mekanizmadan kurtulmak.

Hayallerimiz olduğu sürece umudumuz ve değiştirme gücümüz olur!

Mesela hafta sonu ceo denen adamlar  sokağa inip çöpleri toplamadıkça, cumhurbaşkanları haftada bir gün yetiştirme yurtlarında  çalışmadıkça,sanatçılar en üst noktalara gelmedikçe, hayvanların bizim nafakamızın ciddi ortakları olduklarını kabul etmedikçe, silah yapan kurum ve devletlerin ipi çekilmedikçe, demokrasinin beş yılda bir oy vermekten ibaret olmaması gerektiği kavranmadıkça, hırsızlar, kaçakçılar , cinsel istismarcılara en ağır cezalar verilmedikçe, insana kibir pompalayan ortamlar, parlak yüzeyli oyuncaklar yasaklanmadıkça veya değersizleştirilmedikçe, bu sorun çözülmez.

Bir de insanların fazla daha fazla en fazla düş kurmaları için ortamlar sağlanmalı , düş atölyeleri her yerde oluşturulmalı, hayal kurmayı teşvik eden bir eğitim sisteminin üzerinde durulmalı. Çünkü hayallerimiz olduğu sürece umudumuz ve değiştirme gücümüz olur.

Mesela ben bir silah tüccarının sandalyesini altından çekmeyi hayal ediyorum , hayal etmek bizi güçlü kılar, hayalleri olan insanlardan herkes çekinir, hayalleri olan insan harekete geçtiğinde kuru planlar yapan insanların yoluna incir ağacı diker.

Hayal Kuran İnsan Umudunu Yitirmemeli!

Hayal kuran insan kolayca umudunu yitirmez, özgürlüğüne, kendi canına, varlığına düşkün olur. Hayal kuran bireyler sistemin parçası olmak yerine sistemi değiştiren veya sistemin  ilerleyerek değişen parçası olurlar. Sanatçı dediğimiz kişi ise hem hayal kurma yeteneğine sahip hem de kendisini takip eden kişilerin düş dünyasını harekete geçirecek  inceliklere  sahip kişi olmalıdır. Günümüzde sanatçılar genelde içe dönük portreler çizmekteler. Bu onların düş güçlerinin belli alanlarda kendisini gösterdiklerini toplumsal konularda hayalleri olmadığını göstermektedirler.

Elbette tarihsel süreçte yaşananlar günümüz sanatçılarını sadece değer yaratıp onları pazarlayan kişiler konumuna getirmiştir. Düşlerin pazarlamacı bekçilere ihtiyacı yoktur oysa.

Dünyanın her yerinde sanatçıların etkin olduğu bir mekanizma yerleştirilmelidir. Bundan yüz yıl geriye bile gidildiğinde sanatçıların toplum üzerinde ne kadar etkili olduğunu yazmıştır tarih.

Oysa şimdi bilinç altı maniplasyon yöntemleriyle hayaller  ticarileştirileşmekte kullanıma açık hale gelmektedir. Birileri bizim düşleme gücümüzü manuple ederek cebimizdeki parayı usul usul almakta ve bu lüzumsuz mecralara para aktarırken bundan keyif almaya bizi şartlandırmaktadır.

Çevremizi saran bütün delilikler ve saçmalıklar kendi düşlerimiz yerine düş simsarlarının bize vahşice sürekli tekrarlara sığınarak  empoze ettikleri bir dünyanın ürünüdür. Bütün bunlara rağmen o anketteki gibi değiştirme gücümüze inanıyorsak.

Yönetimler üzerinde hayallerimiz etkili olabilir mi?

Öncelikle hayal kurmayı bilmeli ve bunları başkalarıyla paylaşacak yüreğe sahip olmalıyız. Sonra bizim gibi hayalleri olanlarla bir araya gelmeliyiz ve düşüncelerimizi hayallerimizi yaymalıyız. Diyebilirsiniz ki devletler karşısında üç beş hayal kuran insanın ne etkisi olabilir.

Elbette ortak hayalleri olan insanlar cılız bir çoğunluk oluşturacaktır ama zamanla katılımcılar artacaktır.

Düşlerinizi Kurun ve Bunu Alışkanlık Haline Getirin

İnsanlar iyi amaçlara inanmaktadırlar ve ellerinden geldikçe yandaş çıkmaktadırlar. Örneğin ülkemizde hayvan haklarına karşı duyarlılık bundan 50 sene öncesine göre belki on kat artmıştır. Bu çaresiz varlıkların  aczine hangi insan seyirci kalabilir ki, ancak düşleri olmayanlar ve umudu olmayan bir takım hasta ruhlar. Bunun gibi pek çok örnek verilebilir.

Ben önemsizim demeyin ben ne yapabilirim demeyin, hiç bir şey yapamazsanız düşlerinizi kurup paylaşın, bunu alışkanlık haline getirin, düş kuramayacak kadar katılaşmış veya tembelseniz bu konuda yardım alın ama mutlaka hayal kurun. Ta ki dünya bundan daha güzel bir yer olana kadar.

TAÇ BAFRA
tacdemirci@hotmail.com

Blog, Taç Bafra

Etiketler: Düşler Tarlası, Taç Bafra