Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan, YouTube’dan Hikaye Anlatmak Ve Barış Özcan Örneği, Dijital Hikaye Mi Geleneksel Hikaye Mi? Sosyal Medyada Hikaye Anlatmak!

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Yaşadığımız dijital çağda ‘digitalstorytelling’ olarak literatüre giren ‘dijital hikâye’ iletişimin vazgeçilmez bir parçası olarak her alanda etkili olmaktadır.

Dijital hikâye aracılığıyla kurulan bu iletişim tarzı ve anlatım tekniğiyle birçok insana mesajı ulaştırmak yüz yüze iletişimden daha kolay olabilmektedir.

Günümüzde fenomenleşen Youtuber’lar dijital hikâye anlatıcılığının Türkiye’de gelişimine önemli bir katkı sunmaktadır.

YouTube’dan Hikaye Anlatmak Ve Barış Özcan Örneği

Yeni iletişim teknolojilerinin geldiği son nokta itibariyle medya gazeteciliğin, televizyonculuğun ve bunun bir yansıması olarak hikâye anlatıcılığının dijitalleştiği bir dönemden geçmektedir.

İnternet, kamera ve son teknoloji akıllı telefonlar sayesinde kullanıcının çoğu zaman başrole geçebildiği yeni medya ortamında; insanlar arasında deneyim, bilgi, fotoğraf, anı ve de hikâyelerin paylaşıldığı sınırsız bir sosyal iletişim ağı kurulmaktadır.

1960’larda bugünleri görüp dijital medyanın yaşadığımız dünyayı “küresel köy”e dönüştüreceğini söyleyen Marshall McLuhan, yeni medyanın bireyi sosyal değerlerle geliştireceğini, teknolojiye uyum sağlamayı öğreteceğini ve bireyi bu yeni kültürel değerlere göre şekillendireceğini belirtmiştir.

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Bugün dijitalleşmenin sunduğu imkânlar ile bir televizyon stüdyosuna girmeden, herhangi bir prodüksiyon maliyetine katlanmadan; isteyen herkes kendi medyasından yayın yapabilmektedir.

Sözlü, yazılı ya da görsel her türlü paylaşıma izin veren iletişim teknolojileri hikâye alanına da dijital bir soluk getirmektedir. Dolayısıyla insanlar doğrudan, kısıtlanmadan ve sansürlenmeden içeriklerini sosyal medya üzerinden paylaşabilmektedir.

Reynmen - Hikaye Anlatıcı

Reynmen – Hikaye Anlatıcı

Hem hikâyeleri yazan hem de anlatarak bunu kendi çemberiyle paylaşan Netflix, karşımıza bu çağın en önemli dijital hikâye anlatıcısı olarak çıkmaktadır (Taluk, 2017). Dijital hikaye anlatıcılığını imajlar üzerinden değerlendiren Kevin Robins, yeni vizyon ve imaj teknolojilerini post-fotoğrafik teknolojiler olarak nitelendirmekte,  görme biçimlerimizde, imajların kaydedilmesi ve saklanmasında önemli gelişmeler olduğuna (1999: 72) dikkat çekmektedir. Buradan hareketle yeni medyanın alternatif bir anlatım türüne dönüşen dijital hikâyeyi yeniden yaratması önemli bir fırsat olarak karşımıza çıkmaktadır.

Bu yazıda, Barış Özcan örneği üzerinden “digitalstorytelling” kavramı ve dijital hikâye anlatıcılığının Türkiye bağlamı irdelenmektedir.

Başka bir deyişle,  çalışma henüz çok yeni bir anlatı türü olan “digitalstorytelling” formatını “Barış Özcan’ın paylaştığı ‘youtube’ içerikleri üzerinden incelemekte ve Türkiye’deki dijital hikâye anlatıcılığını netleştiren bir yapı ortaya koymaktadır.

Dijitalleşme

Dijitalleşme – Barış Özcan

Dijitalleşme

Dijitalleşme hayal gücümüzü, düşüncelerimizi ve günlük hayatımızı baş döndürücü bir hızla dönüştürmektedir. Laptoplar, tabletler, akıllı telefonlar ve bilişim araçlarıyla birlikte yazıdan paraya, gazeteden televizyona her şey dijitale dönüşmektedir.

Hatta öyle ki, Giovanni Sartori, (2004:155) multimedyasal devrimi, dijital bir devrim olarak nitelendirmektedir. Negroponte ise, “dijital olmanın” ayırt edici özelliğini, insanın “yeryüzündeki konumunu” köklü bir biçimde değiştirmesi olarak dile getirmektedir.

Bu anlamıyla dijital dönüşüm kavramının yalnızca teknolojik bir gelişme değil, aynı zamanda bir devrim olarak görüldüğü ortaya çıkmaktadır.

Enes Batur - Hikaye Anlatıcı

Enes Batur – Hikaye Anlatıcı

Sinan Canan ve Mustafa Acungil (2018: 71) ise dijitalleşme olgusunu, “Dijital Gelecekte İnsan Kalmak” adlı eserinde şöyle açıklamaktadır:

“Dijital dönüşüm, hayatın içindeki dijital unsurların sürekli ve yaygın bir şekilde artmasıdır. Dijital dönüşümün yaygınlaşması, tarımın ve hayvancılığın yaygınlaşması gibidir. Paranın yaygınlaşması gibidir. Yeni enerji dönüştürme yöntemlerinin yaygınlaşması gibidir. Tüm hayatı ve hayatları değiştirir. Toplumsal düzenleri değiştirir. İnsan olmanın tanımını değiştirir.”

Orkun Işıtmak - Hikaye Anlatıcı

Orkun Işıtmak – Hikaye Anlatıcı

Bu yönüyle dijital dönüşüm, sürekli değişmekte ve dönüştürmektedir. Özellikle dijital iletişim araçlarında yaşanan gelişmeler ile Binark ve Karataş’ın dediği gibi (2016:429), “katılımcı kültür” ortaya çıkmakta, buna bağlı olarak ise yaratıcı ifade, paylaşım, sosyal etkileşim ve yeni medya formları oluşturulmaktadır.

Diğer yandan Nazife Güngör (2016:332), dijital iletişim çalışmalarıyla birlikte yeni bir döneme girildiğini, her yeni teknolojinin az ya da çok içerisine dâhil olunan toplumsal çevre ile kültürü değiştirici ve dönüştürücü etkiye sahip olduğunu vurgulamakta, “İletişim Kuramlar ve Yaklaşımlar” adlı çalışmasında:

“İş yaşamından özel yaşama, yaşamın tüm kesitlerini paketleyip küçücük bir cihazın içerisinde taşımaya başlayan insan için artık çalışmak, görüşmek, konuşmak, tartışmak için bir arada olmak, aynı mekânı ve zamanı paylaşmak gerekmiyordu. Bugün gelinen noktada dijital iletişim teknolojilerinin toplumda yaygınlık kazanmasına bağlı olarak insan ilişkileri yeniden biçimlenmekte. Bu da toplumsal ve kültürel dönüşüme zemin oluşturmaktadır.” şeklinde ifade etmektedir.

Buradan hareketle günlük hayatı hızla dönüştüren teknolojinin, hem kullanılan dili hem de iletişimi dijitalleştirmekte olduğu, teknoloji kullanılan alanların da hızla genişlediği görülmektedir.

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Dijital Hikâye Anlatıcılığı

Dijital Hikâye Anlatıcılığı

İçinde yaşadığımız yüzyılda hikâyelerin, farklı formatlarda ve mecralarda yaşam anlatılarına anlam yaratma süreçleriyle katkı sağlama ve en nihayetinde eğlenme/eğlendirme amacıyla paylaşıldığını hatırlatan Burcu Şimşek (2018:7-8), diğer yandan hikâyeyi, “zaman ve mekânda kendimizi ve diğerlerini nasıl tanımladığımızla da fazlaca ilgili” diyerek betimlemektedir.

Didem A. Erdoğan ise (2015),  “Hikâyenin Gücünü Keşfedin” başlıklı makalesinde şöyle söylemektedir:

“Artık hayatımızın tüm alanlarına anlam katmak, günümüz için bilgiden çok daha cazip.”

Bu sözün vurguladığı gibi hikâyenin hayatlarımıza dokunan sihirli bir tarafı vardır.  Duyduğumuz, okuduğumuz ya da izlediğimiz en küçük hikâye bile içimizde bazı duyguları harekete geçirmekte, dahası hikâyede kullanılan her kelime zihnimizde ard arda yeni düşüncelere kapı açılmasını da tetiklemektedir. Bu tetiklenmeyi ise Joe Vitale “Kelimelerle İknanın Psikolojisi” adlı çalışmasında (2017:238), hikâyelerin hafızalarımızı harekete geçirdiği, duygular aracılığıyla da hayali bir deneyime sürüklediği şeklinde açıklamaktadır.

 

“Hikâyeler, bizim açıklama, öğretme ve kendimizi eğlendirme yöntemimizdir, çoğunlukla da hepsi bir aradadır. Olgularla duygular burada kesişir. Bu yüzden hikâyeler medeniyet için önemlidir, hatta medeniyetin kendisi de zihinlerimizde bir anlatılar dizisi olarak yer tutar.” (Fulford, 2014:21).

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Bu ifadelerle hikâyeyi tanımlayan Fulford, hikâyelerin eğlendirici yönü kadar eğitici işlevinin de göz ardı edilmemesi gerektiğine vurgu yapmaktadır. Fulford’un hikâyelere dair yaptığı bu tespit, öncelikle dijital kültür açısından son derece önemlidir diyebiliriz.

Öyle ki, dijital hikâyelerin sadece bir hikâye olmanın ötesine geçerek, dijital kültüre katkıda bulunan duygusal bir hafıza işlevi gördüğünü de söylemek mümkündür. Başka bir deyişle, hikâyeler duygularda kalıcı izler bırakmakta, hikâye ile bırakılan her iz de medeniyetin kuşaktan kuşağa aktarımı ve birikimi anlamına gelmektedir.

Hikâye anlatımı ve aktarımının önemi dijitalleşen dünyamızda daha da artmaktadır. Dijital hikâye anlatımının geçirdiği değişime “Bir İfade Aracı Olarak Dijital Öykü” adlı çalışmasında değinen Küngerü (2016: 33-45), dijital hikâye anlatımının gelişen medya teknolojileri ile beraber ortaya çıkan yolculuğunu şu ifadelerle anımsatmaktadır:

“1980’li yıllar dijital öykü anlatımının başlangıç yılları olmasına rağmen, 1990’lı yıllar kurumsal açılardan da desteklendiği yıllar olmuştur. Dijital Öykü Anlatımı Merkezi bu anlamda, dijital öykülerin üretilmesine öncelik etmiştir.”

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Kengerü’ye göre dijital hikâye anlatıcılığıyla bireyler kendilerini ifade edebilecekleri yeni bir mecra bulmuşlardır. Ayrıca dijital iletişim araçlarının gelişimi ve kullanımının kolaylaşması ile beraber, dijital öykülerin üretiminde de artış olduğuna işaret eden Kengerü, Web 1.0’dan Web 2.0’ye geçilmesiyle, insanların ürettikleri öykülerin hem daha erişilebilir hem de daha görünür hale geldiğini söylemektedir.

Bu yüzden Youtube gibi sosyal medya siteleri için insanların kendi hikâyelerini anlattığı ve anlatıcılara kendilerini ifade etme imkânı sunulan bir platform olma özelliği gösterdiğini söyleyebiliriz. Kengerü’nün de dediği gibi (2016: 33-45), “sosyal medyanın da büyük patlamasıyla”, insanlar hikâyelerini kişilere, milyonlara iletebilme ve anında geri dönüşüm sağlayabilme fırsatına erişmiştir.

Ferhan Şensoy - Hikaye Anlatıcı

Ferhan Şensoy – Hikaye Anlatıcı

Hikâye anlatımını, eşsiz kılan en önemli özelliklerden birinin de insanları harekete geçirmesi olduğunu vurgulayan Taluk (2017), www.campaigntr.com’da “Artik Dijital Hikâyeler Zamani”  başlığıyla çıkan yazısında dijital hikâyenin başarısına değinmekte ve bunu: “Dijital hikâye anlatımı, televizyon dizilerinin ya da hikâyelerinin aksine katılımcı ve interaktif.” şeklinde değerlendirmektedir.

Dijital hikâyenin diğer önemli özelliklerinden birinin de kişisel olduğu kadar, kişiyi temsil eden bir yapıya sahip olması olduğunu belirten Taluk, kısaca hikâye ile seyircinin (aslında katılımcı) kendini özleştirmesi, kendini o dünyaya ait hissetmesini Netflix’in içerikleriyle ilişkilendirmekte, söz konusu içerikler hakkında ise hikâyelerin başarısı saptamasında bulunarak, “İşte nefesimizi tutarak izlediğimiz o hikâyeler önemli rol oynuyor.” diyerek ifade etmektedir.

Beyazıt Öztürk - Hikaye Anlatıcı

Beyazıt Öztürk – Hikaye Anlatıcı

Dijitalleşme bağlamında değerlendirmek gerekirse, televizyondaki yapay hikâyelerden izleyiciler sıkılmakta; dolayısıyla Taluk’un dediği gibi kitle, nefes kesen, interaktif olana çekilmekte, bunun sonucunda ise kurmaca içerikler yerine daha sahici, daha samimi ve kendini içinde bulduğu dijital hikâyeleri tercih etmektedir.

Dijital ajans sahibi, yazar ve Türkiye’deki ilk kadın fütürist olan Ufuk Tarhan (2015), kendi internet sitesinde kaleme aldığı makalesinde dijital hikayenin geleceğine yönelik şu değerlendirmelerde bulunmaktadır:

“Son yıllarda dijital araçların gelişimiyle hem hikaye anlatmanın olanak ve yolları hem de rekabet arttı. Sosyal medyanın, dijital kolaylıkların gelişimi ile yaratıcılık ve çeşitlilikle iyice köpürdü.”

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Bu değerlendirmelerin dışında Tarhan,  dijital hikâye anlatıcılığı açısından, formatların renklendiğini söylemekle birlikte videolar, fotoğraflar, animatif araçlarla zenginleştirilen hikâyelerin, artık hayatımızın her alanında, işte evde, okulda bir vazgeçilmez haline geldiğini kaydetmektedir.

Ayrıca hikâye anlatmanın önemine dikkat çeken Tarhan söz konusu değerlendirmelere ek olarak, ülkemizde son yıllarda artan dijital olanaklar sayesinde, bu hikâye formatlarının hayatımızın her alanında kurduğumuz iletişim için vazgeçilmez olduğu saptamasını da yapmaktadır.

Türkiye’de Dijital Hikâye Anlatıcılığı

Türkiye’de Dijital Hikâye Anlatıcılığı

Türkiye’de Dijital Hikâye Anlatıcılığı

Milletlere ait kültürlerin sözlü, yazılı ve elektronik kültür ortamlarında şekillendiğini (2009: 411) belirten Görkem, Türk Sözel Edebiyatı’nın ortaya çıkış itibarıyla sözel özellikler taşıdığı için Türk Edebiyatı’nın sözlü aşamasını yansıttığını söylemektedir.

Cem Yılmaz - Hikaye Anlatıcı

Cem Yılmaz – Hikaye Anlatıcı

Türkiye’de Dijital hikâyeciliği ele alırken, edebiyat terminolojisinde geniş yer tutan halk ve meddah hikâyelerini anımsatmak ve bu tarz hikâyeciliğin tarihçesinin çok eski olduğunu da belirtmek gerekir. Özdemir Nutku’nun dediği gibi (1997: 47), “Günümüzde teknolojinin ilerlemesiyle birlikte meddahlık kendisine yeni alanlar bulmakta ve televizyonlar aracılığıyla çok geniş kitlelere ulaşabilmektedir.” Bununla bağlantılı olarak Nutku, günümüzde ise bu işi yapanlar arasında,

Şahan Gökbakar – Hikaye Anlatıcı

Cem Yılmaz, Şahan Gökbakar, Beyazıt Öztürk, Ata Demirer, Yılmaz Erdoğan ve Ferhan Şensoy gibi hikâye anlatıcılığında popüler olmuş isimlere dikkat çekmektedir. Bugün ise ünlü televizyon hikâye anlatıcılarının yerini dijital hikâye anlatıcıları almıştır.

Ata Demirer - Hikaye Anlatıcı

Ata Demirer – Hikaye Anlatıcı

Dijital hikâye anlatıcılarının her biri, hikâyelerini farklı bir mecradan ve çok çeşitli sosyal medya kanallarını kullanarak aktarmaktadır. Ülkemizde dijital hikâye anlatıcılığı deyince, ilk akla gelen isimler  ‘YouTuber’lar olmaktadır.

Yılmaz Erdoğan - Hikaye Anlatıcı

Yılmaz Erdoğan – Hikaye Anlatıcı

Günümüzde dijital hikâye anlatan ‘YouTuber’lardan bazılarını saymak gerekirse; Barış Özcan, Ruhi Çenet, Reynmen, Babala TV (Oğuzhan Uğur), Orkun Işıtmak, Enes Batur, Danla Bilic, Başak Kablan, Ekin Soyak, Kafalar, Alper Rende, Atakan Özyurt, Berkcan Güven, Merve Özkaynak, İdil Tatari, Meryem Can, The Boss ve Onedio abone sayıları ve izlenme oranlarıyla başı çekmektedir. Aralarından dijital hikâye anlatıcılığı tarzına en uygun içerikler hazırlayan ve “digitalstorytelling”  formatını ilk başlatan ‘YouTuber’lardan biri de Barış Özcan’dır diyebiliriz.

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Barış Özcan – Hikaye Anlatıcı

Ülkemizde son yıllarda adından sıkça söz ettiren dijital hikâye anlatımıyla ilgili akademik çalışmalar genellikle eğitim alanında “digitalstorytelling” kullanımı üzerine yoğunlaşmaktadır. İletişim bağlamında konuyu ele alan çalışmalara bakıldığında ise “İletişim Çalışmaları Bağlamında Dijital Hikâye Anlatımı: Kavramlar ve Türkiye Deneyimi” adlı çalışmasında Şimşek (2015: 50),  “digitalstorytelling” yolunda Türkiye’de atılan adımların ilkinin Hacettepe Üniversitesi İletişim Fakültesi Dijital Hikâye Anlatımı Atölyesi’nin 2009 Kasım’da ilk Kolaylaştırıcı Eğitim Atölyesi ile başladığını anlatmaktadır:

“Toplumsal cinsiyet ekseninde gerçekleşen dijital hikâye anlatımı atölyelerinin sayısı, Amargili Kadınlardan Dijital Hikâyeler ile 2009 yılından 2018 yılına kadar 18 atölyeye ulaştı. Toplumsal cinsiyet teması altında yer almayan ancak doğrudan kadın deneyimlerini göç, sağlık iletişimi ve üniversiteden yansımalar temasıyla dolaşıma sokan dijital hikâyelerle bu sayı çok daha fazladır.”

Enes Batur - Hikaye Anlatıcı

Enes Batur – Hikaye Anlatıcı

Burcu Şimşek’in öncülüğünde ve HÜ Dijital Hikâye Anlatımı Atölyesi’nin çeşitli gruplarla işbirliği yaparak gerçekleştirilen dijital hikâye çalışmalarından bazıları şunlardır: “Böyleyken Böyle Dijital Hikâyeleri” (Kasım 2012), “Feministim” (Aralık 2012), “Ben Alandayken: Kadın Akademisyenlerden Dijital Hikâyeleri” (Mart 2013), “Ocakta Yemeğim Var” (Mart 2014), “24 Saat Detay Kadın: Akademisyenlerin Zaman Kullanımı” (Nisan 2014), Engelsiz Hacettepe” (Şubat 2015), Söylemsel Şiddete Karşı Turuncu Dijital Hikâyeler” (Kasım 2018).

Danla Bilic - Hikaye Anlatıcı

Danla Bilic – Hikaye Anlatıcı

Barış Özcan Örneği

Sanat, tasarım ve teknoloji konularına “hikâye anlatıcılığı” (storytelling) perspektifinden bakış” (www.youtube.com, 2007) şeklinde kendi hikâye anlatıcılığını tanımlayan Özcan, 1974 İstanbul doğumlu. Marmara Üniversitesi Hukuk Fakültesi mezunu, evli ve bir çocuk babasıdır. TRT, el-Cezire, CNNTürk gibi kanallarda yayınlanan belgeseller yapıp ve yönetmiştir. Özcan’ın sanat, tasarım ve teknoloji hikâyelerini 2.300.000’den fazla kişi 150 milyondan çok kez izlenmiştir. Bugüne kadar çeşitli kurumlarda ve konferanslarda 600’den fazla konuşma yapan Özcan, profesyonel bir keynote speaker (konusunda uzman ve ilham veren konuşmacı), TEDx konuşmacısı ve YouTube’un dünya çapında seçtiği 12 değişim elçisinden biridir (www.barisozcan.com, 2019). Özcan,  düzenli olarak dijital hikâyelerini YouTube’da paylaşmaya devam etmektedir. Ayrıca 4.950.000 abone tarafından dijital hikâyeleri takip edilmektedir. 7 Ocak 2007 tarihinde Youtube’a katılan Barış Özcan;  sanat, tasarım, teknoloji, felsefe, sinema, müzik, fotoğrafçılık ve edebiyat üzerine hikâyeler anlatmaktadır.

Şimdi de bu hikâyeleri mercek altına alalım:

Dijital Hikâye Video 1: “Dokuzuncu ve Sonuncu” – 30.03.2019

Hikâyenin Linki:

 

Barış Özcan’ın Youtube kanalından aktardığı bu hikâye 30 Mart 2019 tarihinde paylaşılmış, 2658 yorum almış, 63.000 kişi tarafından beğenilmiş ve 813.850 kez izlenmiştir. Videoda anlatılan hikâyenin kahramanları bir balıkçı ve girişimci bankacıdır. Şirin bir sahil kasabasına tatile giden bankacı, balıkçıdan hayatının en büyük dersini almıştır. Bu dijital hikâyede, bankacı sorduğu “neden balık tutmuyorsun?” sorusuna balıkçıdan:  “Tuttuklarım bana bugün de yeter, yarın da…”  şeklinde beklemediği bir cevapla karşılaşmıştır. Bankacı buna karşılık şunları söylemiştir

Barış Özcan

Barış Özcan

“Bakın ben Harvard’da MBA yapmış bir yatırım bankacısıyım. Girişimcilik konusunda size bir kaç tavsiyede bulunmama izin verin lütfen. Neden günde bir kez yerine iki kez balığa çıkmıyorsunuz? Ya da üç kez. Güzel günlerde dört kez?”

Konuşmanın devamında balıkçı kafasını kaşıyarak sormaktadır: “peki ya sonra?” Bankacının soruya cevabı şöyledir:

“Düşünsenize. Üretim kapasitesini 4-5 kat artırmış olursunuz. Birikimlerinizi kullanarak 1 yıl içerisinde motorlu bir kayık alırsınız. 2 yıl içerisinde kayık sayısını ikiye çıkartırsınız. 3-4 yıl içinde büyük bir balıkçı teknesine sahip olursunuz.”  Balıkçı heyecanla konuşup duran bu bankacının ağzından çıkıp yüzüne sıçrayan tükürüklerden birini eliyle sildikten sonra bir soru daha sormuştur: “Tüm bunları yapmak ne kadar sürer?” Bankacı da, bu soruya  “20 bilemedin 25 yıl…”

Barış Özcan - Hikaye Anlatıcı

Barış Özcan – Hikaye Anlatıcı

Balıkçı bir kez daha aynı soruyu sormuştur: “Peki ya sonra?”

Bankacı: “…sonra emekliye ayrılıp, şirin bir sahil kasabasına yerleşirsiniz. Denizin kıyısında, güneşin altında keyifle uyuklayabilirsiniz.”

Bu kez balıkçının yüzünde belli belirsiz bir gülümseme bir “aşmışlık ifadesi” görülür : “E sen yanıma gelip de bunları anlatana kadar ben de zaten onu yapıyordum. Denizin kıyısında, güneşin altında keyifle uyukluyordum” der.

Bir tarafta aç gözlü, vahşi kapitalizmi temsil eden bankacı, diğer tarafta bilge balıkçı. Hikâyenin vermek istediği mesaj, bir ömür boyu ne için koşturuyoruz sorusunun cevabını aramaktadır.

Hayatta hedeflerimiz ve peşinden koştuklarımız yüzünden anı kaçırdığımızın altını çizen hikâye, izleyiciye hayatının anlamını sorgulatmakta ve gelecek için bugünü feda ettiğimiz mesajını pekiştirmektedir.

Barış Özcan - Hikaye Anlatıcı

Barış Özcan – Hikaye Anlatıcı

Videonun sonunda ise Özcan’ın sözleriyle izleyiciye hikâyenin ana fikrini şu sözler düşündürmektedir: “İster sakin bir sahil kasabasında balık tutan biri, isterseniz büyük bir kentte balık işletmesinin başındaki kişi olun fark etmez. Yaptığınız işi içinizdeki neşeyi, coşkuyu, müziği kaybetmeden yaparsanız, yaşamış olursunuz.”

Hikâye üzerinden değerlendirdiğimizde, bakış açısının olumlu yönde ders niteliği taşıyan mesaj içerdiği, dramatik bir soru bileşeniyle örtüşen önemli sorularla hikâyenin örüldüğü, Özcan’ın ses tonu ve tavrıyla hikâye içindeki duygusal içeriği anlatıcı olarak izleyene/dinleyene 12 dakikalık zaman diliminde çok rahat aktarabildiğini söylemek mümkündür.

Öte yandan videoyu görsel açıdan ele aldığımızda, Özcan’ın siyah bir arka planda ve ayakta durduğunu, beyaz tişörtü ve mavi çerçeveli gözlüğüyle hikâyeyi sunduğunu da bulgularımıza ekleyebiliriz.

Hikâye müziğinin gücü açısından baktığımızda bu hikâyede, müziğin tamamlayıcı bir unsur olarak öne çıktığı, açık, sade, anlaşılır bir dil kullanıldığı ve ilerleme hızının ise doğal ve akıcı bir seyir izlediği görülmektedir.

 

Dijital Hikâye Video 2: “Asansörlerin Sessizliği”– 08.04.2017

                Hikâyenin Linki:

 

“Yüksek binaların yapılabilmesini sağlayan iki şey vardır: çelik iskelet ve asansörler” diyen Özcan, bu hikâyesinde asansörlerin hikâyesini bize şu ifadelerle anlatmaktadır : “Asansörler olmadan şehirler ve insanlar dikey olarak yükselemez. En azından fiziksel bir yükselmeden söz edemeyiz.

Dünyada insan nüfusunun en yoğun olduğu yerler şehirlerdir ve şehirlerde insan nüfusunun en yoğun olduğu yer de asansörler. Tabi metroları ve metrobüsleri saymazsak… Bir de 500T efsanesi var. Ama onlar bugün için konumuzun dışında, ayrıca bizi dikey olarak yükselten taşıma araçlarından sayılmıyorlar.”

Hikâyenin temel noktası asansörler hakkında…

“Hayat, dar açıyla bakıldığında trajedi, geniş açıyla bakıldığında komedidir” bakış açısını, bize dikkat çekici örneklerle aktaran Özcan, ilgi çekici bir soruyla devam etmekte :

“Senaryo yazarları yazdıkları karakterleri buluşturup zorla konuşturmak istediklerinde ne yaparlar? Asansörlere sığınırlar. İlginç olan şeyse gerçekte asansörlerde bu kadar çok konuşulmaz. Tam tersine çoğu zaman derin bir sessizlik vardır. Derin demeyelim de daha çok tuhaf bir sessizlik.

Barış Özcan Hikaye Anlatıcı

Barış Özcan Hikaye Anlatıcı

 

Adeta yazılmamış bir kural gibidir bu. Asansöre girince otomatik olarak yüzünüzü kapıya döner ve sessizce beklemeye başlarsınız. Eğer başkaları binmeye başlarsa herkes kendine yine otomatik olarak bir yer bulur. Araştırmalara göre asansörün içine bir zarın üzerindeki noktalar gibi yerleşme eğilimindeyiz.”

Özcan, asansör müziklerini belli aralıklarla bu hikâyede de anlatımın gücünü artırmak için kullanmış, “digitalstorytelling” formatını dinleyiciyle ilişkilendirerek duygusal içerik birleştirmiş, aynı zamanda canlandırma ve kişiselleştirme unsurlarını da seslendirme yeteneğinden yararlanarak en üst noktaya çıkarmayı başarmıştır.

Özcan hikâyeyi şu sözlerle sonlandırırken: “Senaristler bazen asansör sessizliğini de kendilerine malzeme yaparlar. Big Bang Theory’de asansör muhabbetleri asansör sürekli bozuk olduğu için yerini merdiven sohbetlerine bırakmıştır. Ve tabi asansörlerin sessizliği de merdivenlerin sessizliğine dönüşür.

Asansörler en tuhaf sosyal alanlardan biridir. Buralarda protokol bellidir: “Kısa bir selamlaşmanın ardından yere ya da cep telefonuna bak. Ya da alçalıp yükselen kat numaralarını seyret.

” Peki neden böyle davranıyoruz?” şeklindeki sorusuyla izleyen/dinleyenin zihninde iz bırakan bir son yaratmaktadır. Ayrıca dijital hikâye formatı parametrelerinin tüm bileşenlerini baştan sona yansıtan hikâye, Özcan’ın hikâye anlatıcılığının metaforik yönlerini de göstermektedir.

 

Dijital Hikâye Video 3: “Palyaçolardan neden korkarız?” – 15.10.2016

                        Hikâyenin Linki:

 

“Bu video bazı izleyicileri rahatsız edecek ya da korkutacak görüntüler içerebilir. İhtiyatlı olunması tavsiye edilir” uyarısıyla verilen hikâye, Özcan’ın dilinden şu sözlerle aktarılmakta:

“Son bir kaç aydır ABD’nin farklı bölgelerinde palyaço kostümüyle dolaşan insanlar görülmeye başladı. Yollarda, parklarda ansızın beliren palyaçolar. Olayların sayısı o kadar artmış durumda ki sadece Ağustos ve Eylül döneminde saptanan 100’den fazla vakayla ilgili interaktif bir harita yapılmış. Gördüğünüz gibi sanki bulaşıcı bir hastalık gibi yayılan esrarengiz bir akım.

Neden böyle bir fenomenin ortaya çıktığı tam olarak bilinmiyor. Bilinen şey hepimiz olmasa da bazılarımız palyaçolardan korkuyoruz. Hem de çok.“Eğer sizde de bu korku varsa yalnız değilsiniz. Her 10 kişiden birinde palyaço korkusu var.

Gayriresmi adı Koulrofobi. İnsanlar üzerinde ciddi izler bırakabilen bir fobi türü bu. İleri derecedeki hastalar palyaço gördüklerinde titreme, hızlı nefes alıp verme, bağırma gibi tepkiler gösterebiliyor.

Barış Özcan Hikaye Anlatıcı

Barış Özcan Hikaye Anlatıcı

Bu sebeple palyaçolardan nefret edenlerin buluştukları internet siteleri bile var.İyi de palyaçoların amacı çocukları güldürmek değil midir? Hatta markalar çocukların ilgisini çekebilmek için maskotlarını bile palyaço olarak seçiyor. Peki neden bazılarımız onlardan bu kadar korkuyor?

Çünkü beynimizde bir çeşit otomatik yüz tanıma sistemi var. İnsan yüzü gördüğümüzde onu hızlıca analiz edip bizim için zararlı olup olmadığı, tehdit oluşturup oluşturmadığı konusunda bir karar veriyoruz.

Oysa bir palyaçonun yüzü nasıldır? Abartılı. Bozulmuş. Parlak renkler. Zıt ve orantısız çizgiler. Kıpkırmızı bir dudak, kocaman top gibi bir burun. Bunları gören beynimiz hemen “doğal değil” alarmını çalmaya başlıyor.”

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Uzunluğu sebebiyle tümüne yer veremediğimiz hikâyenin sonunda Özcan şunları söylemektedir: “Benim kafamdaki “korkunç palyaço” tiplemesi ilk kez ne zaman oluştu biliyor musunuz? Stephen King’in bir romanını okuduğumda. “It” yani “O” adlı bu kitap daha sonra bir mini dizi haline de getirildi.

Düşündükçe hala tüylerim ürperiyor. Aslında ta 1940’larda Batman çizgi romanlarında ortaya çıkan kötü karakter Joker’in öncülüğünde başlayan bu akım daha sonra tüm popüler kültür ürünlerinde, filmlerde, animasyonlarda kendine yer buldu.”

Kevin MacLeod’un ‘Darkness is Coming’ adlı şarkısını bu hikâyede kullanan Özcan, dramatik soru, bakış açısı, seslendirme, sadelik gibi dijital hikâye formatının öğelerine ölçülü bir şekilde yer vermiştir.

Özcan, hikâyenin ritmini ağırlıklı olarak zaman zaman düşürmekte, korkutucu fon müziği aracılığıyla da belirli noktalarda yükselmektedir. Bunu yaparken hem “digitalstorytelling”in yaşattığı ambiyansı hem de duygu geçişini izleyene/dinleyene hissettirmektedir.

Dijital Hikâye Video 4: Matrix’ten 9 kompozisyon kuralı, daha iyi fotoğraf– 25.07.2015

Hikâyenin Linki:

Dijital hikâye anlatıcılığı kapsamında Özcan’ın 4’üncü hikâyesi incelendiğinde; fotoğraflarda derinlik etkisi oluşturmanın yolunun, etrafımızdaki perspektif çizgilerini görmeye bağlı olduğu bakış açısı işlenmektedir.

Hikâyede kullanılan müziklere bakıldığında ise, telifsiz ve sözü olmayan fon müziklerinin kullanıldığı gözlemlenmektedir. Videonun özellikle fon müziklerinin kullanıldığı bölümlerde ise, müziğin gücünün izleyen üzerinde güçlü etkiler bırakamadığını söylemek mümkün.

Özcan, “Hepimiz daha iyi fotoğraflar çekmek istiyoruz. Bunun için daha iyi görmeyi öğrenmemiz lazım. Peki gözümüzü nasıl eğitebiliriz? Bugüne kadar pek çok farklı yöntem duymuş veya denemiş olabilirsiniz ama ben size gözünüzü eğitmek için bambaşka bir yol önereceğim: bol bol film izleyin!

Gelin size filmler yardımıyla nasıl daha iyi görebileceğinizi göstereyim” şeklinde anlattığı hikâyede daha çok fotoğrafla ilgili teknik bilgileri ön plana çıkarmıştır. Dijital hikâyenin eğitim alanında kullanımına da örnek teşkil eden söz konusu hikâye boyunca Özcan; herkesin ilgi duymayacağı türden teknik bir konuyu sadece seslendirme kabiliyeti, jest, mimik ve sunumuyla milyona yakın kişiye izletmeyi başarmıştır.

Özcan hikâyesine şu ifadelerle devam eder:

“Burada hangi kompozisyon tekniğinin kullanıldığı çok açık. Perspektif. Tek bir noktadan çıkan çizgiler, gözümüzü yönlendirerek iki boyutlu gibi duran beyaz zemine üçüncü boyutu ekliyor. Eğer siz de fotoğraflarınızda derinlik etkisi oluşturmak istiyorsanız, etrafınızda bu perspektif çizgilerini görmeye ve göstermeye çalışın.

Tek bir filmin sadece bir sahnesinden 9 farklı kompozisyon kuralını, tekniğini çıkarttık. Eğer filmleri siz de bu gözle incelerseniz daha pek çok şey öğrenebilirsiniz” demekte ve derinlik etkisi oluşturacak tekniklerin görsellere de videonun içerisinde yer vermektedir. O görsellerden biri de 9’uncu teknik olan (Leading Lines) Perspektif Çizgileri’dir.”

Diğer yandan fotoğrafa dair püf noktası sayılabilecek bazı bilgilerin anlatıldığı yaklaşık 8 dakikalık video, sade ve duygusal bir içeriği sahip olmamasına rağmen, kullanıcılardan 37 bin beğeni ve 874 yorum alabilmiştir.

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Hikaye Anlatıcı – Barış Özcan

Ayrıca Özcan’ın beyaz arka fon, beyaz tişört ve gözlüğünden bahsetmek gerekirse, bütün hikâyelerinde sadelikten yana olduğu, çoğunlukla videolarda beyaz bazen de siyah tişört tercih ettiği ve gözlüksüz bir hikâyesinin olmadığını gözlemlemek mümkündür.

Sonuç olarak Türkiye’de “digitalstorytelling”  örneklerinin yaygınlaşması, mobil teknolojilerin hızla hayatımıza girmesi ve sosyal ağların yeni medyayı domino etmesiyle mümkün olmuştur.

Diğer yandan, dijital hikâyeciliğin bir ifade aracı olarak kullanılması ve popülerlik kazanmasında, sosyal medya fenomenleri ile Youtuber’ların payı büyüktür.

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Hikaye Anlatıcı – Barış Özcan

Dijital hikâye anlatıcılığını Barış Özcan örneği üzerinden değerlendirdiğimiz çalışmanın sonucunda, Türkiye’de özellikle YouTube’u ifade aracı olarak kullanan çok sayıda dijital hikâye anlatıcısının olduğu bilinmektedir.

Barış Özcan da, YouTube’da en fazla takip edilen dijital hikâye anlatıcılarının başında gelmektedir. Özcan’ın “digitalstorytelling” anlatıları incelendiğinde ise hikâyelerinde sanat, tasarım ve teknoloji temalarının ön plana çıktığını, didaktik pozitif bir bakış açısına odaklandığını ve başlıklarının merak uyandırıcı olduğunu söylemek mümkün.

Bunun da ötesinde Özcan’ın “digitalstorytelling” içerikleri irdelendiğindeyse, hikâyelerin hem özgün hem de eğitici olma niteliği göze çarpmaktadır.

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Hikaye Anlatıcılar – Barış Özcan

Bunun yanı sıra incelenen dijital hikâye sunumlarında, Özcan’ın kendine özgü bir performans ve seslendirmeyle videolarını paylaşmasının da izleyiciyi dijital hikâyelerine yaklaştıran temel noktalardan biri olduğunu eklemek gerekir.

Buradan yola çıkarak bu yazının sonunda, Özcan’ın hikâyelerinin “digitalstorytelling” özelliklerini ağırlıklı olarak taşıdığını vurgulamak mümkündür. Nitekim gerek dijital hikâye anlatıcısı olan YouTuber’ların sayısının gerekse üretilen dijital hikâyelerin artmasıyla birlikte, dijital hikâyenin geniş kitleler tarafından takip edilmesinde sosyal medyanın etkisinin ve katkısının giderek yadsınamaz bir noktaya geldiğini göstermektedir.

Dolayısıyla YouTube, dijital hikâye anlatıcılarına seyirciyle buluşabilecekleri bir medya ortamı sağlarken, sosyal medya aracılığıyla hikâyesini anlatan Barış Özcan gibi birçok hikâye anlatıcısı ise bunun yansıması olarak büyük başarılar elde etmektedir.

Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam: Barış Özcan

Hikaye Anlatıcı Barış Özcan

KAYNAKÇA

Binark, Mutlu ve Karataş, Şule  (2016). Yeni Medya Yaratıcı Kültür: Troller ve Ürünleri Capsler. TRT Akademi Dijital Medya Sayısı. Cilt 1. Sayı:2 (426-448).

Canan, Sinan ve Acungil, Mustafa (2018). Dijital Gelecekte İnsan Kalmak. İstanbul: Tuti Kitap.

Fulford, Robert(2014). Anlatının Gücü: Kitle Kültürü Çağında Hikâyecilik. Çev., Ezgi Kardelen. İstanbul: Kolektif Kitabevi.

Güngör, Nazife (2016). İletişim Kuramlar ve Yaklaşımlar. Ankara: Siyasal Kitabevi.

Görkem, İsmail (2009). “Dünden Bugüne ‘Türk Sözel Edebiyatı’: Değişim Ve Dönüşüm”. Atatürk Üniversitesi Türkiyat Araştırmaları Enstitüsü Dergisi, Sayı: 39 (411).

Küngerü, Ayhan (2016). “Bir İfade Aracı Olarak Dijital Öykü Anlatımı”. Abant Kültürel Araştırmalar Dergisi (AKAR), Cilt 1. Sayı: 2 (33-45).

Nutku, Özdemir (1997). Meddahlık ve Meddah Hikâyeleri, Ankara: Atatürk Kültür Merkezi Yayınları.

Robins, Kevin(1999). İmaj Görmenin Kültür ve Politikası. Çev., Nurçay Türkoğlu. İstanbul: Ayrıntı Yayınları.

Sartori, Giovanni(2004). Görmenin İktidarı, Çev., Gül Batuş ve Bahar Ulukan. İstanbul: Karakutu Yayınları.

Şimşek, Burcu(2018). İletişim Çalışmaları Bağlamında Dijital Hikâye Anlatımı: Kavramlar ve Türkiye Deneyimi. İstanbul: Alternatif Bilişim Derneği Yayınları.

Vitale, Joe(2017). Kelimelerle İknanın Psikolojisi, Çev., Sinem Bayındır. İstanbul: Yakamoz Kitap.

Özcan, Barış (2018). “Barış Özcan Kimdir? Storyteller – Hikaye Anlatıcı.” https://www.barisozcan.com/kimdir. Erişim tarihi: 14.03.2019.

Taluk, Şeyda (2017). “Artık Dijital Hikayeler Zamanı.” https://www.campaigntr.com/artik-dijital-hikayeler-zamani. Erişim tarihi: 14.03.2019.

Tarhan, Ufuk (2015). “Sosyal Medyada Hikaye Anlatmak.” https://www.ufuktarhan.com/makale/sosyal-medyada-hikaye-anlatmak-10-altin-kural-onemli-ipuclari-ornekler-videolar. Erişim tarihi: 18.03.2019.

Erdoğan, D.A. (2015). “Hikayenin Gücünü Keşfedin.” https://www.storytellingturkiye.com/gunluk/hikayenin-gucunu-kesfedin/. Erişim tarihi: 14.03.2019.

Özcan, Barış (2018). “Barış Özcan YouTube Kanalı.” https://www.youtube.com/channel/UCv6jcPwFujuTIwFQ11jt1Yw. Erişim tarihi: 09.01.2021)

” Dijital Hikayeyi Sevdiren Adam “

Fatih ÇELİK 
reporterkfc@gmail.com

Blog