Pelicanned, Pelikan Gagası Tasarımıyla Ambalaj Dünyasına Mizahi Bir Dokunuş

Pelicanned

Ambalaj tasarımı genellikle işlevsel bir detay olarak görülür. Ancak Pelicanned, bu bakış açısını tamamen değiştiriyor.
Erivan’daki Backbone Marka Okulu öğrencisi Mane Melikyan tarafından tasarlanan bu yaratıcı proje, mizahı, sezgiyi ve görsel zekâyı birleştirerek alışılmış konserve kutularına bambaşka bir hayat kazandırıyor.

Adını “pelican” (pelikan) ve “canned” (konserve) kelimelerinin birleşiminden alan Pelicanned, tasarımın yalnızca göze değil, duygulara da hitap edebileceğini kanıtlıyor. Gagası açık, balığını yakalamış bir pelikan şeklinde tasarlanan konserve kutusu, raflarda bir anda fark edilen, kullanıcıya gülümseten bir karaktere dönüşüyor.

Pelicanned: Eğlenceyi Ürün Deneyiminin Bir Parçası Hâline Getiriyor

Pelicanned projesi, tüketiciyle bağ kurmanın en doğal yollarından birinin mizah olduğunu hatırlatıyor. Kutunun etrafını saran pelikan gagası formu, ürüne hem esprili hem de duygusal bir kişilik kazandırıyor. Tüketici kutuyu açtığında, kapağın altından beliren pelikan figürü, sürpriz etkisi yaratıyor — sanki küçük bir selam veriyor gibi. Bu detay, sıradan bir alışveriş eylemini unutulmaz bir deneyime dönüştürüyor.

Tasarımın başarısı yalnızca estetikte değil, hikâyesinde de yatıyor. Pelicanned, ürünle kullanıcı arasında bir bağ kurmayı hedefliyor; bir kutu balığı değil, aynı zamanda bir gülümsemeyi de “sunuyor”. Bu yönüyle proje, modern tasarımda mizahın rolünü vurgulayan güçlü bir örnek olarak değerlendiriliyor.

Yeni Nesil Tasarım Anlayışına İlham Veren Bir Deneyim

Mane Melikyan, Pelicanned projesiyle öğrencilerin yaratıcı düşünme gücünü ve markalaşmaya getirdikleri taze bakış açısını sergiliyor. Backbone Marka Okulu çatısı altında geliştirilen bu proje, sadece teknik bir tasarım denemesi değil; aynı zamanda tasarımda duygusal etkileşimin önemini hatırlatan bir mesaj niteliğinde.

Bugünün rekabetçi pazarında, tüketicinin dikkatini çekmek kadar kalbini kazanmak da önemli. Pelicanned, mizahı merkeze alarak bunu başarıyor. Ürünle kullanıcı arasındaki etkileşimi insani ve samimi bir hale getiriyor.

Bu yaklaşım, klasik marka iletişiminin ötesine geçiyor ve yeni bir tasarım felsefesine işaret ediyor:

“Her ürün bir hikâye anlatabilir; yeter ki doğru şekilde tasarlansın.”

Tasarım, mizah, tasarım ve yaratıcılığın buluştuğu bu hikâyesiyle genç tasarımcılar için ilham verici bir örnek olmaya aday.

Daha fazla ilgi çekici içeriğe buradan ulaşabilirsiniz.

Önceki Makale

Aynur Keskin Sütaş’ta Pazarlama ve Marka Stratejilerinin Başına Geçti