DSÖ Raporu: Ruh Sağlığı Ayrıcalık Değil, Herkes İçin Temel Bir Hak

DSÖ Raporu

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından yayımlanan son rapor, ruh sağlığının küresel ölçekteki önemini ve mevcut yetersizlikleri çarpıcı verilerle ortaya koyuyor. Günümüzde 1 milyardan fazla insan anksiyete, depresyon ve benzeri ruhsal sorunlarla mücadele ediyor. Ancak hükümetlerin sağlık bütçelerinde ruh sağlığına ayrılan pay oldukça düşük. DSÖ Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Ruh sağlığı bir ayrıcalık değil, herkes için temel bir haktır” mesajıyla dünya liderlerini acil eyleme çağırıyor.

Bu durum yalnızca bireylerin yaşam kalitesini etkilemekle kalmıyor; aynı zamanda toplumların ekonomik verimliliğini, iş gücünü ve sürdürülebilir kalkınmayı doğrudan etkiliyor. Pandemi sonrası dönemde dahi birçok ülkede ruh sağlığı yatırımlarının artmadığı, bazı bölgelerde ise durgunlaştığı gözlemleniyor. Bu tablo, küresel ölçekte ruh sağlığına yapılan yatırımın acil olarak artırılması gerektiğini ortaya koyuyor.

Ruh Sağlığı Yatırımlarında Küresel Eşitsizlik

DSÖ’nün “Bugün Dünya Ruh Sağlığı” ve “Ruh Sağlığı Atlası 2024” raporları, ruh sağlığı yatırımlarındaki eşitsizlikleri gözler önüne seriyor.

  • Küresel sağlık bütçelerinde ruh sağlığına ayrılan pay sadece %2.

  • Dünya genelinde ortalama her 100 bin kişiye 13 ruh sağlığı uzmanı düşüyor.

  • Gelir farkları dikkat çekici: Yüksek gelirli ülkelerde kişi başına harcama 65 dolar, düşük gelirli ülkelerde sadece 0,04 dolar.

  • Avrupa ülkeleri kişi başına 51,7 dolar harcarken, Afrika’da bu rakam 0,07 dolar.

Bu veriler, ruh sağlığı hizmetlerine erişimdeki küresel eşitsizliği ve düşük yatırımların toplumsal etkilerini net biçimde ortaya koyuyor.

Hizmetlerde Bölgesel Uçurum ve Telesağlık

DSÖ raporu, ülkeler arasındaki hizmet farklılıklarını da vurguluyor.

  • Ülkelerin %75’inde devlet destekli ruh sağlığı hizmetleri mevcut.

  • Telesağlık hizmetleri dünya genelinde %63 oranında sunuluyor; Avrupa’da %83, Afrika’da yalnızca %26.

  • Ülkelerin %90’ı ruhsal rahatsızlığı olan bireylere sosyal destek sağlıyor.

  • Afet yönetim planlarına psikososyal destek dâhil eden ülkelerin oranı %65.

Bu veriler, hizmet erişiminde bölgesel uçurumların derinliğini ve ruh sağlığına yatırım ihtiyacını ortaya koyuyor.

En Yaygın Ruh Sağlığı Sorunları ve Etkileri

DSÖ raporu, ruhsal rahatsızlıkların yaygınlığını ve toplum üzerindeki etkilerini detaylandırıyor:

  • Her 7 kişiden 1’i ruhsal bir rahatsızlık yaşıyor; kadınlarda oran %14,8, erkeklerde %13.

  • En sık görülen sorunlar: anksiyete ve depresyon.

  • İntihar, gençler arasında önde gelen ölüm nedenlerinden biri; küresel olarak her 100 ölümden 1’i intihardan kaynaklanıyor.

Ekonomik etkiler de oldukça büyük: Anksiyete ve depresyon nedeniyle her yıl 12 milyar iş günü kayboluyor ve bu durum küresel ekonomiye yılda 1 trilyon dolar maliyet getiriyor. İşgücü piyasasında devamsızlık, düşük verimlilik ve işten ayrılmalar bu yükü daha da artırıyor.

DSÖ’den Hükümetlere Acil Çağrı

DSÖ, hükümetleri ruh sağlığı alanında kapsamlı ve sürdürülebilir yatırımlar yapmaya çağırıyor:

  • Ruh sağlığı için adil finansman sağlamak.

  • Hakları koruyacak yasal ve politik reformlar uygulamak.

  • Uzman sayısını artıracak sürdürülebilir insan kaynağı yatırımları yapmak.

  • Toplum temelli ve kişiyi merkeze alan hizmet modellerini hayata geçirmek.

Tedros Adhanom Ghebreyesus, “Ruh sağlığına yatırım, yalnızca bireylere değil, topluluklara ve ekonomilere yapılan bir yatırımdır. Hiçbir ülke bu yatırımı görmezden gelemez” diyerek küresel liderlere güçlü bir mesaj verdi.

Daha fazla araştırmaya göz atabilirsiniz.

Önceki Makale

Dijital Dünyada Stres: Modern Yaşamın Görünmez Tehdidi

Sonraki Makale

Kaktüsten Üretilen Desserto Vegan Deri Her Yıl Binlerce Hayvanın Yaşamını Kurtarıyor