Merve Uçan Yazıları:

İletişim Fakültesi öğrencisi konuk yazarımız Merve Uçan, yeni yazısını sizlerle paylaştı!

Böyle yapacaksanız iletişim okumayın!

Hayat zor. Okumak ayrı zor, iş bulmak ayrı bir zor. İş bulsak bile hayatımız zor oluyor. Çünkü “Acaba işimi kaybeder miyim?” diye bir korku geliyor ister istemez ki Korona’dan zaten gördük bunun örneği. Dükkanlar kapatılınca ya ücretsiz izne ayrıldı ya da en kötüsü işten çıkarıldı. Hayat hepimiz için zor kısacası.

Öncelikle kendimi tanıtayım. Ben Merve Uçan. Sakarya Üniversitesi İletişim Fakültesi İletişim Tasarımı ve Medya Bölümü dördüncü sınıf öğrencisiyim.

Bu fakülteye isteyerek girdim. Ona göre çalıştım. Fakülteye girer girmez de hep kendimi sektörlerde, ajanslarda staj yaptım. Muhabirlik ile başladım. Fakültenin gazetesinde çalıştım.

Sakarya Film Ekibi’nde Kısa Filmde yer aldım. Senaryo, Kurgu, Kısa Film Atölyesi ve temel Oyunculuk Atölyesinde eğitim aldım.

Yaz ve kış stajlarını çok iyi değerlendirdim.

İstanbul Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nde Kameraman ve Kurgu Departmanı’nda çalıştım.

A&B İletişim Şirketinde de kış stajyeri olarak çalıştım. Sakarya Üniversitesi Rektörlüğü İletişim Kooordinatörlüğü’nde Kısmi zamanlı olarak çalıştım. Şimdi ise Freelance olarak çalışıyorum senaryo ve kurgu üzerine. Youtube kanalımda da tecrübelerimi anlatıyorum.

Merve Uçan olarak size birkaç soru sorsam cevap verebilir misiniz? Ne okuyorsunuz? Bölümden memnun musunuz? İş olanakları nelerdir?

Biliyorum ki herkes içinden cevaplayacak. Okuduğum bölüm iğrenç, iş olanakları yok, mezun olan herkes işsiz, hala bu bölümü açıyorlar… Bunlar sayar da giderler.

Özellikle İletişim Fakültesi için söyleniliyor bu. Çok üzülüyorum. Arkadaşlar neden böyle düşünüyorsunuz?

Yaşadığımız çağ zaten İnternet Çağı. Hepimiz sosyal medyayı kullanıyoruz. Tamam bu işi yapmak için İletişim Fakültesi okumak şart değil, herkes yapar.

Fakat her zaman İletişim Fakültesi okuyan kişinin bir şansı vardır. İşverenler iş ilanı yayınlarken genellikle İletişim Fakültesinden mezun ibaresi kullanırlar. Onun için bu şekil önyargılı yaklaşmamanızı öneririm.

Bu yazıda kesinlikle önyargıya yer yok. Bu yazının amacı, kendinizi nasıl geliştirirsiniz, nasıl daha kolay iş bulursunuz onu paylaşacağım. Ben nasıl başardıysam, siz de öyle başaracaksınız. Lafı daha fazla uzatmadan başlıyorum.

Öncelikle İsteyerek Gelin:

İnsan sevdiği mesleği yapmanın verdiği mutluluk kadar güzel bir şey olamaz bence.

Sadece İletişim için demiyorum. Başka meslekler için de geçerli. Öncelikle kendinizi tanıyın. Ne istiyorsunuz ona karar verin.

Ona göre harekete geçirin. Ben, bu bölümü okumadan önce Coğrafya okuyordum. Ne yaptıysam bir türlü sevemedim o dersi.

Çoğunlukla İletişim Fakültesi okuyan kişilerle arkadaşlık edindim.

Onların seminerlerine katıldım. Sonra tekrardan hazırlanıp bu bölümü seçtim ve hala severek okuyorum. İşini severek yapanlar beni daha iyi anlar. Onun için işinizi severek yapın.

Dışarıdan Eğitimler Alın:

Okuldaki bilgiler yeterli olmayacaktır sizin için. Çoğunlukla teorik bilgiler. Daha üçüncü sınıftayken pratik yaptırmaya başlarlar. Onun için dışarıdan eğitim almanızı şiddetle tavsiye ederim. Peki ne eğitim alacaksınız?

Mutlaka ve mutlaka tasarım eğitimleri alın. Nedir bunlar? Adobe eğitimleri. Yani Adobe Photoshop, Adobe Premiere, Adobe After Effects vb. Bu programları bilirseniz, iş bulma garantiniz çok çok yüksek. Ben Adobe After Effects öğrenme aşamasındayım. Photoshop ve Premiere ise iyi derecede biliyorum. Bu şekil bile öğrenciyken çalışıp gelir elde etmemi sağladı. Bu eğitimler için para vermenize gerek yok. Youtube kanallarında bir sürü eğitim var. Kanal öneri isterseniz de Tuncer Tuna’yı tavsiye ederim.

Senaryo ve Metin yazarı eğitimleri almanızı da tavsiye ederim. İki yıldır senaryo ile uğraşıyorum ve bir reklam senaryosu yazmıştım. Reklam ajanslarında genellikle Metin yazarı isterler. Böyle yerlerde çalışmak istiyorsanız bu eğitimler almanızı tavsiye ederim.

Bunun gibi sayısız eğitimler sayabilirim. Medya, Sosyal Medya, Dijital Medya… Dört yıl boyunca bu eğitimleri alırsanız iş bulma kısmında sıkıntı çekmeyeceksiniz.

Gönüllü Yerlerde Çalışın:

Arkadaşlar belki bu kolay olmayacak ama gönüllü çalışmalara yer vermelisiniz. Çünkü araştırmalarıma göre işverenler, personel ya da eleman alırken, CV’lerinizde gönüllü çalışmalarınızı bakıyorlar. Bu da bir okul gibi düşünün. Benim çok işime yaradı. O zamanlar bilgisayar yoktu bende. Bu sayede program öğrendim. Kendini nasıl geliştirdin diye soracaksanız, gönüllü olarak yaptığım çalışmalar derim ilk madde olarak.

Hocalarla Aranızı İyi Tutun:

İletişim Fakültesi’nde okumak, herhalde dünyanın en kolay şeyi. Dersler o kadar ağır değil, kitap genellikle taşımıyoruz. Tek deftere tüm notlarımızı sığdırabiliyoruz. Sınavlar da o kadar zor değil. Bazen proje ödevlerimiz, final notuna sayıyorlar. Kütüphanede saatlerce çalışmıyoruz. Ama buna bakıp da rahat etmemek lazım. Özellikle hocalarımızın karşısında. Derslerimiz ne kadar iyi olursa olsun hocalarla aramızı iyi tutmak daha önemli. Anlaştığı TV Programları, reklam ajansları oluyor. Her türlü soruyu sorun. Bazen hal hatır sormak için de kapıyı çalın. Onlar, zaten izin için var. Onun için bu konularda çekinmeyin.

Freelance İşlere Bakın:

Dediğim gibi. Çağ, artık internet çağı. Herkes sosyal medya kullanıyor. Hem zaten herkes ya sosyal medyada kendi işinin patronu olmuş durumda ya da freelance işlere meşgul olmuş durumda. Freelance iş nedir? Evden çalışma şeklidir. Yani siz, alanınız ne olursa olsun, o alan ile ilgili bilgisayardan iş yapıp para kazanıyorsunuz. Ajansa gitmenize gerek yok.

Canınız ne zaman çalışmak isterse o zaman çalışıyorsunuz. Ama şu konuda bir tavsiye vereyim. Çalışmadan önce müşterilerinize çalışma payı önceden isteyin. Mesela, 1000 TL’ye iş için anlaştınız. Onun en azından 200TL’si çalışma payı için isteyin. Geri kalanını da sonradan alırsınız. Çünkü bazı müşteriler uyanık davranıp işi aldıktan sonra hemen izini kaybettirebiliyorlar.

Birkaç arkadaşım böyle bir sorun ile karşılaşmışlar. Ve en önemlisi çalışma sözleşmenizi imzalatın. Bu, daha güvenli kılar.

Ben freelance iş sitesi olarak othershapp.com adresini tavsiye ederim. Şu anda çalıştığım site o. Üniversite öğrencilerin rahatlıkla çalışabileceği site. Kayıt oluyorsunuz. Görevlere bakıyorsunuz. Size uygun olan görev varsa aday oluyorsunuz. Bu kadar basit bir site aslında. Ben şuanda o sitede reklamcılık, senaryo, medya ve After Effects gibi görevlerde çalışıyorum. Görevi yapıp müşteri tarafından onaylandıktan sonra Çarşamba günü ücreti alabiliyorsunuz. Ücret de gayet makul düzeyde

Linkedin Hesabı Açın:

Bunu herhalde söylememe gerek yok. Çünkü özellikle İletişim Fakültesi öğrencilerin Linkedin hesabı açması zorunlu olarak görüyorum. Orada alanınızla ilgili onlarca iş bulabiliyorsunuz. Uzman kişileri ekleyip, onların çalışmalarını görüyorsunuz. Profilinizi tam olarak doldurmak zorundasınız. Resminiz tam olarak görünmek zorunda. Kimse kimliği gizli olan kişilere iş vermez. Ben Linkedin hesabımı yazının altında vereceğim. Orada nasıl doldurabileceğinizi görebileceksiniz. Linkedin sayesinde de iş bulabilirsiniz.

CV Oluşturun:

Üniversite öğrencisiniz diye kesinlikle şimdilik CV’ye ihtiyacım yok diye düşünmeyin. CV, yani sizin özgeçmişiniz iş ararken olmazsa olmazınız. Staj yaparken, gönüllü çalışırken bile sizden CV isterler. Sadece üniversite diploması gerekmiyor. Bunu bilmeniz lazım.

Ne okuduğunuzu, nerelerde çalıştığınızı, sertifikalar, gittiğiniz atölyeler, yetenekleriniz, hobileriniz, vs. bunları yazmanız gerekiyor. Ama CV’ye uygun bir yazı ile. Düz şekilde değil. Fotoğrafınız daha net olmalı.

İnternet sitesinde bir sürü CV örnekleri var. Onlardan bir tanesini indirip CV’nizi oluşturabilirsiniz. İmkanınız var ise de İnsan Kaynakları Müdürü, kendi Youtube hesabı olan Banu Çakar’dan Online CV oluşturmasını isteyebilirsiniz.

Portfolyo oluşturun:

Artık tek CV de yeterli olmuyor. İşverenler sizden Portfolyo da isteyebiliyorlar. Portfolyo nedir? Sizin bu zaman kadar yaptığınız çalışmaların belgesi olarak nitelendirebilirsiniz. Gönüllü çalışmalarınızdaki Portfolyolar, sosyal medyada yaptığınız işler, derste yaptığınız ödevler, Linkedin hsabınızdaki yaptığınız çalışmalar, vb. bunları sayabiliriz. Benim yaptığım Portfolyolar ise şunlar. Muhabirken yaptığım haberler, senaryolarım, çektiğim videolar ve tasarımlarım. Bunlar, benim bu zamana kadar yaptığım Portfolyolarım. Bunları önceden hazırlamanız sizin yararınıza.

Gördüğünüz gibi iş bulmak, benim yaptıklarımı yaparsanız aslında zor değil. Saatlerce cafede oturmak yerine bu çalışmaları yapabilirsiniz. Hala da geç kalmadınız. Ama buna rağmen yine İletişim Fakültesi’ne karşı önyargılı iseniz, okumayı bırakın. Ya da başka ajanslarda, TV programlarında çalışıp da İletişim Fakültesi’ni kötülerseniz de o işten ayrılın. Hem sizin iyiliğiniz için söylüyorum hem de girmek isteyenlerin hakkını girmeyin diye söylüyorum.

Güzel günlerde yaşamanız dileğimle…

Merve Uçan
ucanmerve16@gmail.com

Blog, Merve Uçan

Etiketler: İletişim Fakültesi, Merve Uçan